Meme kanseri, kadın hastalıkları arasında en ciddi ve en hayati risk taşıyan hastalıklar sıralamasında bulunmaktadır. Günümüzde, bu gibi ciddi hastalıkların erken teşhisi oldukça önem teşkil etmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde erken teşhis edilen hastalıklar oldukça başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

Meme hastalıkları, kadınlar için oldukça önemlidir. Hastalıkların bir kısmı iyi huylu olabilirken, bir kısmı kötü huylu olabilir. Bu sebeple tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir. Kadınlarda görülen kanser türlerinin %30’u meme kanseridir. Yani her 10 kadından 3’ü meme kanseri riski ile karşı karşıyadır. Ülkemizde de meme kanseri oranları her geçen gün artış göstermektedir. Bu sebeple de kendi kendine düzenli meme muayenesi ve düzenli doktor kontrolleri oldukça önem teşkil etmektedir.

Meme muayenesi nedir?

Meme muayenesi, her kadının uygulayabileceği, herhangi bir masraf gerektirmeyen ve oldukça kolay uygulanabilen bir tedbir yöntemidir. Meme kanserinin erken teşhisi için en önemli adım sayılmaktadır.

Meme muayenesinin ilk adımı, memenin gözlemlenmesidir. Memelerin simetrisi, sınırları ve derinin görünümü incelenmektedir. İki meme de bu açıdan karşılaştırılır. Deride ya da meme başında çökme, kızarıklık, akıntı ya da şişlik olup olmadığı araştırılır. Bu aşamadan sonra ise elle muayeneye başlanır.

Elle muayene nasıl yapılmalıdır?

Kişi, oturur pozisyonda ya da yatar pozisyonda iken her iki memesini de elle değerlendirmelidir. Bu aşamada memelerin sıcaklıkları, cilt kalınlığı, bölgesel hassasiyet ve koltuk altında lenf bezleri değerlendirilir. Koltuk altı lenf bezlerinin değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Meme kanseri çoğunlukla lenf bezlerine yayıldığı için bu alanların kontrolü ihmal edilmemelidir. Meme kanseri şüphesi olan kitleler; çoğunlukla hassas olmayan, kenarları düzensiz ve sert kitlelerdir. Şüpheli kistler yalnızca tek tarafta mevcuttur. Şayet iki memede de aynı şekilde kist varsa meme kanseri riskinden uzaklaşılır.

Kendi kendine meme muayenesinde, şayet meme kanseri riski mevcut ise erken teşhis ile sağ kalım oranları artacaktır. Bu sebeple de küçük yaşlardan itibaren kendi kendine düzenli meme muayenesi yapmak oldukça önemlidir. Adet döneminde olan kadınlar, adetleri bittikten 10 gün sonra ayda bir defa meme muayenesi yapmalıdır. Şayet herhangi bir değişiklik söz konusu ise mutlaka bir uzmana danışmalıdır.

Kadın, ayna önünde her iki memesini de kıyaslamalıdır. Simetri, çöküklük, kızarıklık ya da farklı bir durum söz konusu ise mutlaka bir doktora danışılmalıdır. Ardından da oturur pozisyonda ya da ayakta iki meme de incelenmelidir. Koltuk altı lenf bezlerinin değerlendirilmesi unutulmamalıdır.

Kadınlarda meme kanseri en yaygın görülen meme kanseridir. Tedavinin başarı oranı, kanserinin ne zaman teşhis edildiğine bağlı olarak değişmektedir. Özellikle de 35 yaşından büyük kadınların bu muayeneleri aksatmamaları ve düzenli olarak uygulamaları gerekmektedir. Şayet kadının ailesinde meme kanseri öyküsü varsa, bu kontroller daha da önem kazanmaktadır. Hastalar, kendi kendine meme muayenesi için mutlaka bir uzmandan yardım almalı ve doğru bir şekilde meme kanseri muayenesi yapmalıdır.

Bunun dışında düzenli olarak mamografi ve meme ultrasonuna gidilmelidir.